Milli takımımızın EURO 2020’deki kötü performansı ve Galatasaray’ın Şampiyonlar Ligi Ön Eleme turunda Hollanda’nın PSV Eindhoven takımı karşısında varlık gösterememesi, Türk takımlarının hem milli takım hem de kulüp takımları düzeyinde kalıcı başarısı olmamasının sebeplerinin sorgulanmasına yol açtı.
Milli takımımız büyük umutlarla katıldığı EURO 2020’de hayal kırıklığı yaratırken Galatasaray da kendisinden daha az bütçeye sahip olan PSV Eindhoven karşısında varlık gösteremedi.
Türk futbolu, Avrupa’da dönem dönem başarılı olsa da ne yazık ki kalıcı bir başarı elde edmiyor. Galatasaray’ın 2000 yılında kazandığı UEFA Kupası ve Süper Kupa, Fenerbahçe’nin 2008’deki Şampiyonlar Ligi başarısı, yine Fenerbahçe’nin 2013’te UEFA Avrupa Ligi’nde yarı final oynaması, Galatasaray’ın 2014’te oynadığı Şampiyonlar Ligi finali ve Beşiktaş’ın Şampiyonlar Ligi grubundan namağlup şampiyon çıkması gibi başarılar elde etsek de bu başarıları kalıcı hale getiremiyoruz.
İşte bu durumun sebepleri:
Ekonomik Durum
Türkye Süper Ligi’nde mücadele eden ve Avrupa Liglerine giden takımlarımız, özellikle de üç büyük takımımız, tüm planlarını şampiyonluk üzerine yapıyor.
Ancak Süper Lig’de, dünyadaki bütün liglerde olduğu gibi, yalnızca tek şampiyon çıkıyor. Bu nedenle şampiyon olamayan takımlarımız, şampiyon olamadıkları her yıl ekonomik olarak daha kötü duruma gidiyor.
Bu durumun uzun yıllardır sürmesi sebebiyle de başta üç büyük takımımız olan Beşiktaş, Fenerbahçe ve Galatasaray olmak üzere tüm takımlar ekonomik sıkıntılarla boğuşuyor.
Kadro Planlaması
Türkiye’deki birçok futbol takımı, kadrosunu uzun vadeli değil, kısa vadeli kuruyor. Yüksek maliyetlerle kurulan kadrolar, başarı veya şampiyonluk gelmediğinde de kulüplere ekonomik yük olarak geri dönüyor.
Ayrıca kadro planlaması, bir oyun anlayışı oturtmak için yapılmıyor. Türkiye’deki kulüplerin neredeyse tamamı, bireysel yeteneği olan oyunculara yüklenip oyun planlarını ikinci sıraya bırakıyor.
Saha İçi
Türkye’de futbola bakışta saha içinde yaşananlar, bu durumun belki de en büyük sebebi olabilir. Ülkemizdeki takımlar, sahada bir oyun üretmektense suni gündemlere yoğunlaşmayı tercih ediyor.
Maçlardan sonra çıkan hakem tartışmaları, ezeli rakiplerin başkanları ve yöneticileri arasındaki demeç savaşları ve saha içindeki gerginlikler, odağı oyundan alıp bu gerilimlere çekiyor.
